
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıkladı. Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda resmiyet kazanması beklenen bu karar, Gazze’deki ateşkes müzakerelerinin çıkmaza girdiği bir dönemde geldi. Fransa’nın bu hamlesi hem diplomatik hem de siyasi açıdan dikkat çekti.
Filistin tanıma kararı Gazze ateşkesi çıkmazına denk geldi
Gazze’deki ateşkes müzakereleri haftalardır sonuçsuz kalırken, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararı bölgede yeni bir diplomatik süreç başlatabilir. Hamas ile İsrail arasında kalıcı barış sağlanamaması, uluslararası aktörleri harekete geçirdi. Macron’un duyurduğu bu karar, Avrupa’nın diplomatik baskısını artırma adımı olarak yorumlandı.
İki devletli çözüm vurgusu öne çıkıyor
Fransa’nın açıklaması, Orta Doğu’daki krizin çözümünde “iki devletli çözüm” modeline verilen desteği yeniden vurguladı. Fransa bu kararla, Gazze’deki insani krizin sona erdirilmesi ve Filistin halkının devlet olarak tanınması sürecinde daha aktif rol oynayacağını göstermiş oldu.
Diplomatik baskı ve siyasi mesaj içeriyor
Kararın zamanlaması, ateşkesi reddeden veya sürekli şart koşan taraflara bir mesaj niteliği taşıyor. Fransa’nın tavrı, çatışma ortamını sürdüren aktörler yerine çözüm masasında diplomasiye öncelik verilmesini isteyen ülkelerle hareket edileceğini ortaya koydu.
Avrupa’nın bağımsız inisiyatifi olabilir
ABD’nin İsrail-Filistin krizindeki tutumunun yeterince etkili bulunmadığı bu süreçte, Fransa’nın kararı Avrupa Birliği ülkelerine örnek teşkil edebilir. Özellikle İspanya, İrlanda ve Norveç gibi ülkelerin de daha önce benzer yönde adımlar atmış olması, Avrupa’da ortak bir diplomatik çizgi ihtimalini güçlendiriyor.
Uluslararası tepkiler farklılaştı
Kararın açıklanmasının ardından Filistin ve Arap dünyasından olumlu mesajlar gelirken, İsrail ve ABD karara sert tepki gösterdi. İsrail Başbakanı Netanyahu, bu adımı “teröre ödül vermek” olarak nitelendirirken; ABD Dışişleri Bakanlığı da barış görüşmelerini zorlaştıracağı yönünde açıklamalarda bulundu.